Blog

Dansa Davet

blog-7
Not Defterim

Dansa Davet

Seninle bir dansa davet oyunu oynayalım mı? Kimi dansa çağıracağız biliyor musun, kendimizi…

Kendimizi dansa çağırmayalı ne kadar oldu?
İçimizde bizimle dans etmek isteyenlerin farkında mıyız?
Yoksa o hep yaptığımız gibi bu oyunu da otomatik pilotumuz mu oynayacak bizim için?

Kanada’daki  Bilişsel Nöroloji Merkezi’nde yapılan bir araştırmada insanın aklından günde 6.000 düşünce geçtiği sonucuna ulaşılmış.
6.000 düşünce fark etmeden canım beynimizin içinde dolaşıp duruyor. Bizi bir köşeden diğerine çekip duruyor. Bazıları duygu üretiyor bazıları karar bazıları ise öylesine Kordon’da yürürcesine içeride bir yerlerde aylak aylak dolaşıyor. Bu düşüncelerin bize nasıl yön verdiği ise tamamen kişisel bir durum. Ortak tek bir noktaları var genellikle bizi olduğumuz andan koparıp aaa nasıl geçti zaman durumuna tık diye alıp koymaları. Halbuki ne geçmiş ne gelecek nefes aldığın an kadar varsın.

Sadece 1 dakika durabilsek, derin bir nefes alabilsek ve o anda kontrolsüzce zihnimizin içinde dolaşan minik dansçıları dansa davet etsek?
Seni seçtim, elimi sana uzattım, lütfen reddetme, bir dur ve ben sana sarılayım…sana dokunabileyim…

Gerçek misin değil misin?, benimle ne yapıyorsun ben seninle ne yapıyorum? Sana gerçekten ihtiyacım var mı? Neyi ne kadar değiştirebilirsin? Bir şeyler değişmek zorunda mı? Sen ve kankaların niye bensiz dans ediyorsunuz?

Sadece biraz birlikte dans edebilsek…bir amaç olmadan, başarı güdüsü olmadan, sinirlenmeden ve yargılamadan bu dansı birlikte deneyimlesek…

Zihnimizden geçen her bir düşünceyi, hissettiğimiz her duygu ve duyumu dansa kaldırdıkça ona daha yakından bakabiliyoruz ve onunla kendimiz arasındaki ilişkiyi anlayabiliyor bize ait değilse onunla barış içinde vedalaşabiliyor bizimse kabullenip yolumuza devam edebiliyoruz.